Datça – Palamutbükü Rotasındaki En Güzel Plajlar ve Duraklar

Datça – Palamutbükü Rotasındaki En Güzel Plajlar ve Duraklar

Çiftliğimize gelen dostlarımızdan bize en çok gelen sorulardan biri şu oluyor:
“Buradan nereye gidelim? En güzel plaj hangisi? Sessiz, berrak, kalabalıksız bir koy var mı?”

Biz de her defasında, Datça’nın doğasını en güzel yansıtan bu rotayı anlatmaya başlıyoruz. Çünkü Datça – Palamutbükü hattı boyunca, hem denize doyabileceğiniz hem de Ege ile Akdeniz’in birleştiği suların ruhunu hissedebileceğiniz birçok özel durak var. Doğal koylar, taş sokaklar, antik kalıntılar ve dönüş yolunda yeşillikler içinde lezzetli bir mola… Hazırsanız, bu güzel rotayı birlikte keşfedelim!

 

1. Ovabükü Plajı – Sessizliğin ve Serinliğin Buluştuğu Yer

Datça’dan yola çıktıktan sonra ilk uğramanız gereken durak: Ovabükü. çakıllı plajı ve berrak suyu ile gönlünüzü fethedecek kadar sade ama etkileyici bir koy. Erken saatlerde denize girmek isterseniz burası tam size göre. Gölgelik alanların bolluğu ve kalabalıktan uzak yapısıyla özellikle çocuklu ailelerin ilk tercihi oluyor.

Sessizliğin sesi burada başka… Kitabınızı alıp bir ağacın altına kurulun, denizin serinliğini doya doya yaşayın.

 

2. Hayıtbükü – Salaş ve Samimi Bir Mola

Ovabükü’nden birkaç dakika sonra karşınıza çıkacak Hayıtbükü, küçük ama enerjisi yüksek bir plaj. Kıyı kum olduğundan çocuklu ailelerin tercihi, üstelik su sığ ve sıcak. Sahil boyunca uzanan salaş restoranlarda taze mezelerin tadına bakabilir, gölgede küçük bir rakı-balık keyfi yapabilirsiniz.

Burası Datça’nın “her şey doğal kalsın” diyen ruhunun bir yansıması gibi. Salaş ve içten.

 

3. Kızılbük – Sessizliğe Kaçış

Daha az bilinen, daha içe dönük bir koy arıyorsanız Kızılbük’e yönelin. Ulaşımı biraz daha zor ama vardığınızda “iyi ki gelmişim” dedirten türden. Koydaki işletmeler doğanın içinde saklı olduğundan; doğa ve siz baş başasınız.

Günlük hayatın gürültüsünden sıyrılıp yalnızca denizin sesini duymak isterseniz, birkaç saatliğine bile olsa Kızılbük size çok iyi gelecek.

 

4. Palamutbükü – Datça’nın Renkli Taşlı Güzeli

Ve tabii ki Palamutbükü… Datça’nın en meşhur plajlarından biri. Taşlık, pırıl pırıl, turkuaz bir deniz. Suyu genelde serin, dalgasız ve cam gibi. Sahil boyunca yürüyüş yapabilir, rengârenk taşları toplayabilir, yerel dondurmacılarda serinleyebilirsiniz.

Özellikle gün batımında bük’ün rengi bir başka olur. Günün sonunda ayaklarınız turkuaz denizde, gözleriniz ufukta kalır. 

 

 

5. Knidos Antik Kenti – Zamanda Yolculuk

Bu rotaya kültürle son vermek isteyenler için önerimiz Knidos Antik Kenti. Palamutbükü’nden yaklaşık 40 dakikalık bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Yol biraz virajlı ama göreceğiniz manzaraya kesinlikle değecektir.

Ege ve Akdeniz’in birleştiği bu noktada, antik tiyatrodan denize bakmak insana zamanın ötesinde bir his verir. Memleketimizde izleyebileceğiniz en güzel gün batımlarından biri antik limandan ufka bakarak izleyebilirsiniz

 

🍃 Dönüş Yolunda Hızırşah’ta Bir Nefeslik Mola: Kocamaar Çiftliği

Knidos’tan dönerken ya da Palamutbükü yolundan Datça merkeze geri dönerken Hızırşah Köyü’nden geçeceksiniz. İşte tam bu noktada, doğanın içinde bir nefes molası vermek isterseniz, sizi Kocamaar Çiftliği’ne bekleriz. Anayoldan minik bir toprak yolu izleyerek birkaç dakika içinde çiftliğimize ulaşırsınız.

Dilerseniz bahçemizde kısa bir yürüyüş yapabilir, temiz içerikli ürünlerimizin hepsinden tadabilir, badem ezmesi, baba incir reçeli ya da doğal fermente içmelik leziz sirkeler gibi Datça’ya özgü lezzetleri yanınıza alabilirsiniz. Hava yeterince serinse çiftliğin çardağında hafif bir meltem eşliğinde küçük bir sohbet ederiz, hikayemizi bir de bizden dinlersiniz. Bizce yolculuk sadece bir varış değil, yol üzerindeki tesadüflerle daha da güzelleşen bir şey...

“Kocamaar Çiftliği’nde ürettiğimiz doğal ürünlere bakabilirsiniz

 

🍽️ Bonus Öneri: Akşam da Eski Datça’da Taş Evler Arasında Romantik Bir Akşam Yemeği

Günü denizle, tarih ve doğayla doldurdunuz. Şimdi biraz soluklanma zamanı. Akşam saatlerinde Eski Datça sokaklarında yürüyün. Taş evlerin arasında kaybolun. Belki Can Yücel’in evinin önünden geçin. Sonra begonvillerin gölgesinde küçük bir restoran bulun.

Bir kadeh yerel şarap, yanında Datça’nın zeytinyağlıları… Ve belki biraz deniz tuzu hala saçlarınızda. İşte bu, Datça’nın gerçek hali. Abartısız, doğal, huzurlu.



Son söz mü?
Bir gün yolunuz Datça’ya düşerse, hem ruhunuzu dinlendiren koylarını hem de doğayla dost yaşamını keşfetmeyi unutmayın.
Ve dönüş yolunda... Kocamaar Çiftliği’nde içeceğiniz buz gibi bir Reyhan Şerbeti damağınızda unutulmaz bir tat bırakır. 🌿

 

 

 

 

 

 

 


 
Etiketler: Blog Yazısı
Ekim 16, 2025
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR