“Artizanal” bal mı? O da ne?

“Artizanal” bal mı? O da ne?

Özellikle hayatıma bu çiftlik projesi girdiğinden beri aklımdaki en önemli konu; “iyi bal yapmalıyız, iyi balı anlatmalıyız” oldu. Ve Datça’daki bal dünyasına daldığımızdan beri, arıların bu çok değerli nektarı yapmak için nasıl bir düzende çalıştıklarını, defalarca kendi gözlerimle görme fırsatını buldum… İlk defa bir kovana yaklaşma cesaretini gösterdiğimde üzerimde koruma dahi yoktu… Yanımdaki arıcı arkadaşım bir petek üzerinde çalışmakta olan arılarını okşuyordu… Evet çıplak eliyle…

 

Buradan aldığım cesaretle, ben de peteği elimde tuttum ve arıların bu hummalı çalışmasını yakından izledim. Normalde korktuğum bu hayvanlara öyle hayran oldum ki; içim yaşama sevinciyle doldu… Kovana girerken sıra olmaları, kanat çırpma sayılarının bile bir anlamının olması, aralarındaki sert hiyerarşik düzen, kovana saldıran herhangi bir hayvanı bertaraf etme planları… ve bunlar gibi bir sürü enteresan şeyi gözlemledim… İşte bu yüzden de hakkını vererek yapılmış bir bal, bundan böyle sanat eseridir benim için… Öncelikle iyi bal sanattır ve dolayısıyla da “artizanal”dır.

 

BAL SÖZ KONUSU OLUNCA BİRŞEYLERİN YANLIŞ OLDUĞUNU BİLİYORUZ; AMA GERÇEKTEN YANLIŞ OLAN NE?

 

Endüstriyel arıcılığın tek endişesi pazarlanabilir mamul miktarını arttırmak olunca; aslında son derece değerli bir besin olan balın değeri zaman içinde düştü ya da düşürüldü. Balı esas üreten “arı” ve balın insana ulaşmasını sağlayan “arıcı”, esas üretici olmalarına rağmen, bu süreçteki en önemsiz halka haline geldiler. Bu durum da üreticinin kaliteli bir bal üretmesini anlamsız hale getirerek; iklimi ve florasıyla aslında bir bal cenneti olması gereken ülkemizin birbirinden kalitesiz ballar üretmesine sebep oldu. Bu balların gelişmiş ülkelere ihraç edilmesi durumunda, gümrük kapılarından dönerek, iç pazara verildiği gibi haberleri çok sık duyar olduk mesela… Bir şeylerin yanlış gittiğini biliyoruz, ama “tam olarak yanlış olan ne?” bunu bilemiyoruz.

 

Mesela son yıllarda kovanları dolaştırmak iyi bir şeymiş gibi sunulmakta… Oysa kovanlar diyar diyar dolaştırıldığında, arıların genetik yapısı karışıyor, hastalıklar yaygınlaşıyor, bazı arı türlerinin nesli tükeniyor ve yerel arı türleri kendi ekosistemlerinden uzaklaştırıldığı için yerel bitkilerin döllenmesi tamamlanamayabiliyor ve yerel bitkilerimizi de yavaş yavaş kaybediyoruz. Yani bu sadece kaliteli bal yeme meselesi değil, ondan çok daha büyük bir mesele…

 

Diğer bir yaygın kanı, arıya şeker ya da glikoz yediriliyor olması; burada da konu gelip, insanoğlunun tüketim hızına dayanıyor. Esas sorulması gereken soru, “Arıcı arılarını neden şeker ya da glikoz ile besliyor?” olmalı…

 

Çünkü burada olması gereken, aslında bir kovandan alınan mahsulün arı ile paylaşılmasıdır. Endüstriye çalışan ve sürümden kazanan bir arıcının, bir kovandan aldığı balı, o kovanın kolonisiyle paylaşmasını beklemek pek de gerçekçi olmayacaktır. Eğer o sezon, o kovanda koloninin ancak kendisine yetecek kadar bal varsa, o kovandan mahsul almamayı göze alabilen arıcının ürettiği balın da doğal olarak farklı bir değeri var.

 

PEKİ NE YAPILMALI?

Öncelikle, merkeze doğayı, arıyı ve arıcıyı alarak sürdürülebilir bir sistem kurulmalı ve üreticiler de bu sistemin arkasında durmalıdır. Arıcı iyi bir bal ürettiğinde, balına hak ettiği değerin verileceğini bilirse, üretimini ona göre yapacaktır. Arıcıların bilinçlenerek, endüstrinin işçisi olmaktan çıkması, doğru bir iş yaptığında, karşılığını alacağını bildiği, bir sistemin kurulması ile üretilecek bal “artizanal” baldan başka bir şey değildir aslında…

 

Biz de Datça’da, birlikte çalışacağımız arıcıları seçerken, bu kriterleri esas aldık. Kriterlerimizi oturturken, Çevre ve Arı Koruma Derneği ÇARIK’tan çok ciddi destek ve yardım aldık ve onlardan çok şey öğrendik. Bütün bu öğrendiklerimizden sonra, artık tek amacımız bal satmak değil; işini sürdürülebilir bir anlayışla yapan arıcıları tespit edip, onlara hak ettikleri değeri vererek, bölgede daha fazla arıcıya, sürdürülebilir arıcılık yapmaları için örnek olmak gibi bir misyonumuz da bulunuyor.

 

 

 

İşte Datça’nın dört mevsiminden lezzetler ve aromalar taşıyan ballarımız bu anlayışın bir yansıması…

 

 

Sağlıklı beslenmenize yardımcı olacak ürünlerimizi yakından tanımak için Kocamaar Sağlıklı Yaşam Ürünlerini inceleyin.

Glutensiz Bademli Çikolatalı Kek Tarifi   adlı yazımızı okumak isterseniz buraya tıklayarak ulaşabiirsiniz.

Kocamaar Çiftliği Youtube  kanalını takip ederek sağlıklı yaşam ürünlerimizi ve videolarımızı izleyebilirsiniz.

 

Etiketler: artizan, bal, artizan bal
Ağustos 01, 2021
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımını tercih etmiyorsanız tarayıcınızın ayarlarından çerezleri silebilir ya da engelleyebilirsiniz.